menu
close

Yapay Zekâ Araçları Küresel Diplomasiyi ve Dış Politikayı Yeniden Şekillendiriyor

ChatGPT ve DeepSeek gibi büyük dil modelleri, giderek daha fazla yüksek riskli diplomatik karar alma süreçlerine entegre ediliyor. ABD Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları, dış politika uygulamaları için özel yapay zekâ sistemleri geliştirirken, Birleşik Krallık ise diplomatik uygulamaları dönüştürmek için 'yeni teknolojiler' kullanıyor. Teknolojik vaatlere rağmen, uzmanlar yapay zekânın başarılı müzakereler için gerekli olan insan ilişkilerinin yerini alamayacağı konusunda uyarıyor.
Yapay Zekâ Araçları Küresel Diplomasiyi ve Dış Politikayı Yeniden Şekillendiriyor

Yapay zekâ, ülkelerin dış politika ve diplomatik ilişkiler yaklaşımını hızla dönüştürüyor; büyük dil modelleri uluslararası ilişkilerde değerli araçlar haline geliyor.

Pentagon'un Dijital ve Yapay Zekâ Ofisi'nin finansmanıyla, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) gibi araştırma kurumları, savaş ve barış gibi karmaşık konuları ele almak için ChatGPT ve DeepSeek gibi yapay zekâ sistemlerini deniyor. Son yıllarda yapay zekâ araçları, konuşma yazımı gibi rutin diplomatik işlerde dünya genelindeki dışişleri bakanlıklarında kullanılmaya başlanmıştı. Ancak artık bu sistemler, yüksek riskli durumlarda karar alma süreçlerine yardımcı olma potansiyelleri açısından da değerlendiriliyor.

Araştırmacılar, yapay zekânın barış anlaşmaları hazırlama, nükleer savaşı önleme ve ateşkesin uygulanmasını izleme gibi alanlardaki potansiyelini test ediyor. ABD hükümeti bu yeteneği aktif olarak geliştiriyor; hem Savunma hem de Dışişleri Bakanlıkları kendi yapay zekâ sistemleriyle denemeler yapıyor. Birleşik Krallık da diplomatik uygulamaları kökten değiştirmek için "yeni teknolojiler" üzerinde çalışıyor ve müzakere senaryoları planlamak için yapay zekâdan yararlanıyor. İran'daki araştırmacılar bile benzer uygulamaları keşfediyor.

Öne çıkan uygulamalardan biri, diplomatların olası krizlere karşı tepkileri test edebilmesi için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping gibi dünya liderlerinin simülasyonlarını oluşturmak. Yapay zekâ araçları ayrıca ateşkes izleme, uydu görüntüsü analizi ve yaptırım uygulamalarında da yardımcı olabiliyor. Center for a New American Security'den kıdemli araştırmacı Andrew Moore'a göre, "Eskiden tüm bir ekibin yaptığı işler kısmen otomatikleştirilebiliyor."

Dışişleri Bakanlığı'nın yapay zekâ entegrasyonu vizyonu iddialı olsa da çeşitli zorluklarla karşı karşıya. "Dışişleri Bakanlığı'nın geleceğinin bir versiyonunda... diplomatik telgrafları yükledik ve [yapay zekâyı] diplomatik görevler üzerinde eğittik," ve yapay zekâ acil diplomatik sorunların çözümüne yönelik faydalı bilgiler sağlıyor. Alternatif senaryo ise "Idiocracy filminden fırlamış gibi görünüyor," denilerek 2006 yapımı distopik filme atıfta bulunuluyor.

Teknolojik vaatlere rağmen uzmanlar önemli sınırlamalara dikkat çekiyor. Berlin merkezli Stiftung Neue Verantwortung'un eş direktörü Stefan Heumann, "İnsan ilişkileri — liderler arasındaki kişisel bağlar — müzakerelerin gidişatını değiştirebilir. Yapay zekâ bunu taklit edemez," diyor. Ayrıca yapay zekâ, kısa vadeli kararların uzun vadeli sonuçlarını değerlendirmekte de zorlanıyor.

Ülkeler bu yetenekleri geliştirmek için yarışırken, yapay zekânın dış politikaya entegrasyonu uluslararası ilişkilerde önemli bir değişimi temsil ediyor; teknolojik yenilik ile diplomasinin vazgeçilmez insan unsurları arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor.

Source: Ualrpublicradio

Latest News