Microsoft, giderek karmaşıklaşan siber tehditlerle mücadeleye yönelik çalışmalarında önemli bir dönüm noktası olan yeni nesil otonom siber güvenlik savunma sistemini resmi olarak tanıttı.
Yeni platform, geçen yıl geniş çapta kullanıma sunulan Microsoft Security Copilot teknolojisi üzerine inşa edildi. Sistem, Microsoft’un siber güvenlik paketine otonom yapay zeka ajanlarını doğrudan entegre ederek siber güvenlik uzmanlarının tükenmişliğini azaltmayı ve yapay zeka destekli otomasyon ile verimliliği artırmayı hedefleyen en son girişimini temsil ediyor. Bu gelişme, güvenlik profesyonellerinin uzun süredir yapay zekanın siber güvenlikteki iş gücü açığını kapatabileceği ve analistlerin tükenmişliğini azaltabileceği umuduyla kritik bir dönemde geliyor.
Platformun merkezinde, güvenlik operasyonlarını otonom ve yapay zeka odaklı yeteneklerle dönüştürmek için tasarlanmış gelişmiş bir yapay zeka motoru bulunuyor. Tehditler giderek daha karmaşık hale gelirken ve güvenlik analistleri artan taleplerle karşı karşıya kalırken, sistem tekrarlayan görevlerin yükünü hafifletiyor ve ekiplerin odağını kuruluşun genel savunma duruşunu güçlendiren proaktif güvenlik önlemlerine kaydırmasını sağlıyor.
Microsoft Threat Intelligence artık günde 84 trilyon sinyali işliyor; bu da saniyede 7.000 parola saldırısı dahil olmak üzere siber saldırılardaki üstel artışı gözler önüne seriyor. Yeni otonom ajanlar, ekiplerin yüksek hacimli güvenlik ve BT görevlerini yönetmesini sağlarken, Microsoft Security çözümleriyle sorunsuz bir şekilde entegre oluyor. Güvenlik için özel olarak geliştirilen bu ajanlar, geri bildirimlerden öğreniyor, iş akışlarına uyum sağlıyor ve Microsoft’un Sıfır Güven (Zero Trust) çerçevesine uygun şekilde güvenli çalışıyor. Güvenlik ekipleri tam kontrolü elinde tutarken, sistem yanıtları hızlandırıyor, riskleri önceliklendiriyor ve verimliliği artırıyor.
Yapay zeka destekli ajanlar, Security Copilot’un doğal evrimini temsil ediyor ve sadece bir yapay zeka asistanı olmanın ötesine geçiyor. Bu ajanlar, yüksek hacimli güvenlik görevlerini otonom olarak yönetiyor, Microsoft Security ve iş ortaklarının çözümleriyle entegre çalışıyor. Güvenlik için özel olarak geliştirilen ajanlar, geri bildirimlerden öğreniyor, organizasyonun iş akışlarına güvenlik ekibinin tam kontrolüyle uyum sağlıyor ve Microsoft’un Sıfır Güven çerçevesinde güvenli bir şekilde faaliyet gösteriyor. Tehdit koruması, kimlik yönetimi, veri güvenliği ve BT operasyonlarında güçlü otomasyon sunan bu ajanlar, ekiplerin yanıtları hızlandırmasını, riskleri önceliklendirmesini ve ölçekli verimlilik sağlamasını mümkün kılıyor. Manuel iş yükünü azaltarak operasyonel etkinliği artırıyor ve genel güvenlik duruşunu güçlendiriyor.
Sektör analistleri, sistemin her otonom saldırı tespitiyle eğitim verisi üreten ve zamanla savunmayı güçlendiren “veri odaklı bir savunma” oluşturduğuna dikkat çekiyor. Otonom güvenlikte 80 milyar dolarlık toplam adreslenebilir pazar büyüklüğüyle, yatırımcılar hem insan rakipleri hem de eski araçlardan daha hızlı hareket edebilen platformlara yöneliyor. Bu gelişme, kuruluşların zafiyet yönetiminden olay müdahalesine kadar tüm siber güvenlik yapılarını yeniden düşünmelerini gerektiriyor.
Siber tehditler makine hızında evrilmeye devam ederken, Microsoft’un yeni platformu, sektörün giderek daha sofistike saldırılara karşı savunma kabiliyetinde kritik bir ilerlemeyi temsil ediyor.