Drone teknolojisinde devrim niteliğinde bir gelişme, insansız hava araçlarının bilinmeyen ortamlarda nasıl yol aldığını kökten değiştiriyor. Hong Kong Üniversitesi'nden Profesör Fu Zhang ve ekibi, drone'ların GPS veya önceden haritalandırılmış rotalara ihtiyaç duymadan, karmaşık alanlarda kuş benzeri bir çeviklikle ve dikkat çekici hızlarda uçmasını sağlayan bir sistem geliştirdi.
SUPER (MAV'ler için Güvenlik Garantili Yüksek Hızlı Navigasyon) adı verilen bu teknoloji, 7 Haziran 2025'te tanıtıldı ve otonom uçuş yeteneklerinde önemli bir sıçrama anlamına geliyor. Sistem, 70 metreye kadar engelleri yüksek hassasiyetle algılayabilen hafif bir 3D LIDAR sensörü kullanıyor. SUPER'i gerçekten yenilikçi kılan ise, aynı anda iki uçuş rotası üreten gelişmiş planlama çerçevesi: Biri bilinmeyen alanları keşfederek hıza öncelik verirken, diğeri bilinen ve engelden arınmış bölgelerde güvenliği ön planda tutuyor.
"Bir 'Robot Kuş'un ormanda hızla süzülerek, dallardan ve engellerden ustalıkla kaçındığını hayal edin," diyor Profesör Zhang. "Drone'a adeta bir kuşun reflekslerini kazandırıyoruz; böylece hedefine doğru yarışırken gerçek zamanlı olarak engellerden kaçabiliyor." Yapılan testlerde sistem, yoğun ormanlar da dahil olmak üzere, saatte 72 km'yi (saniyede 20 metre) aşan hızlarda yol almayı başardı.
Eş zamanlı olarak, Texas A&M Üniversitesi'nden araştırmacılar küçük drone'lar için bir diğer kritik soruna, yani enerji verimliliğine odaklanıyor. Dr. Suin Yi'nin ekibi, insan beyninin işleme yöntemlerini taklit eden nöromorfik bilgi işlem sistemleri geliştiriyor. Bu yaklaşımda, yalnızca gerektiğinde aktive olan iletken polimer ince filmlerden yapay nöronlar kullanılıyor ve böylece güç tüketimi büyük ölçüde azaltılıyor.
"Küçük drone'larda motor yok, bu yüzden enerji bütçeleri çok kısıtlı," diyor Dr. Yi. "Bataryalı drone'lara yapay zekâ eklemek, uçuş süresini 46 dakikadan sadece dört dakikaya indirebilir." Nöromorfik bilgi işlem çözümü ise, drone'ların nesne tanıma ve otonom navigasyon gibi karmaşık yapay zekâ görevlerini yerine getirirken tam uçuş süresini korumasını sağlayabilir.
Bu teknolojilerin uygulama alanları arasında arama-kurtarma operasyonları, orman izleme, enerji hattı denetimi ve otonom teslimat gibi birçok farklı sektör bulunuyor. Afet senaryolarında, SUPER teknolojisiyle donatılmış drone'lar, gece-gündüz demeden yıkılmış binalarda veya yoğun ormanlarda yol alarak, hayatta kalanları bulabilir ya da kritik malzemeleri uzak bölgelere eşi benzeri görülmemiş bir hız ve güvenilirlikle ulaştırabilir.