Düzenleyici süreçleri modernize etmek için cesur bir adım atan ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüm merkezlerinde yapay zekâ entegrasyonunu hızla hayata geçiriyor. 30 Haziran 2025'e kadar tam entegrasyon zorunlu tutuldu.
FDA Komiseri Martin A. Makary, bilimsel değerlendiriciler için "olağanüstü başarılı" olarak nitelendirdiği üretken yapay zekâ pilotunun ardından bu iddialı takvimi açıkladı. Makary, "İlk yapay zekâ destekli bilimsel inceleme pilotumuzun başarısı beni çok etkiledi. Bilim insanlarımızın zamanına değer vermeli ve inceleme sürecinin büyük kısmını meşgul eden verimsiz işleri azaltmalıyız," dedi.
Pilot uygulama, önemli verimlilik artışlarını ortaya koydu; bir değerlendirici, normalde iki-üç gün süren bir işin yapay zekâ ile altı dakikada tamamlandığını bildirdi. Teknoloji, FDA bilim insanlarının büyük miktarda düzenleyici veriyi işlemesine, belgeleri sentezlemesine ve özetler üretmesine yardımcı olarak, genellikle incelemeleri yavaşlatan sıkıcı ve tekrarlayan görevleri otomatikleştiriyor.
Haziran ayındaki son tarihe kadar tüm FDA merkezleri, kurumun iç veri platformlarıyla entegre, ortak ve güvenli bir üretken yapay zekâ sistemi üzerinde çalışacak. Kurum genelindeki bu geçiş, FDA'nın yeni atanan Baş Yapay Zekâ Sorumlusu Jeremy Walsh ve İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi'nin eski direktörü Sridhar Mantha tarafından koordine ediliyor.
Sektörün tepkisi ise karışık. İlaç şirketleri, inceleme sürelerinin hızlanma potansiyelini genellikle memnuniyetle karşılasa da, veri güvenliği, model doğrulama ve yapay zekâ destekli kararların nasıl denetleneceği konusunda soru işaretleri sürüyor. Amerika İlaç Araştırmacıları ve Üreticileri Derneği (PhRMA), "Yapay zekâdan faydalanmak, hastaları merkeze alan düşünceli ve risk temelli bir yaklaşım gerektirir" diyerek temkinli bir iyimserlik dile getirdi.
30 Haziran'daki uygulamanın ardından FDA, yapay zekâ yeteneklerini genişletmeye, kullanılabilirliği artırmaya ve çıktıları merkeze özgü ihtiyaçlara göre uyarlamaya devam etmeyi planlıyor. Bu girişim, hükümette yapay zekâya dair teorik tartışmalardan somut uygulamaya geçişte önemli bir değişimi temsil ediyor ve dünya çapındaki diğer düzenleyici kurumlara da örnek teşkil edebilir.