menu
close

Kadınların Yapay Zeka Benimseme Açığı, İş Yerinde Eşitliği Tehdit Ediyor

17 Haziran 2025’te yayımlanan yeni bir Harvard Business School araştırması, kadınların yapay zeka araçlarını erkeklere kıyasla yüzde 25 daha düşük oranda benimsediğini ortaya koydu. Oysa bu teknolojilerin potansiyel faydaları cinsiyetler arasında eşit şekilde geçerli. Araştırmacılar, kadınların çoğunlukla etik kaygılar ve iş yerinde yargılanma korkusu nedeniyle bu teknolojilerden uzak durduğunu belirtiyor. Bu benimseme farkı, yapay zekanın iş yerinde başarı için giderek daha merkezi hale gelmesiyle birlikte, mevcut ücret ve kariyer fırsatları eşitsizliklerini daha da derinleştirebilir.
Kadınların Yapay Zeka Benimseme Açığı, İş Yerinde Eşitliği Tehdit Ediyor

Harvard Business School tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, iş yerinde eşitlik açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek önemli bir cinsiyet temelli yapay zeka benimseme farkını gün yüzüne çıkardı.

Araştırma, bugün yayımlandı ve kadınların yapay zeka araçlarını ortalama olarak erkeklere kıyasla yüzde 25 daha düşük oranda benimsediğini gösterdi. Oysa bu araçların faydaları cinsiyetler arasında eşit şekilde geçerli. Birçok durumda, kadınların bu teknolojilere mesafeli yaklaşmasının ardında etik kaygılar ve bu araçlara başvurdukları için iş yerinde olumsuz yargılanma korkusu yatıyor.

HBS Doçenti Rembrand Koning ve ekibi tarafından yürütülen çalışma, farklı ülkelerdeki 140.000'den fazla üniversite öğrencisi ve çalışanı kapsayan 18 araştırmayı inceledi. Katılımcılar arasında iş sahipleri, veri analistleri, yazılım geliştiriciler ve yöneticiler de yer aldı. Araştırmaların çoğunda, kadınların yapay zeka araçlarını benimseme oranı erkeklere göre yüzde 10 ila 40 daha düşük çıktı; araştırmacıların en iyi tahmini ise bu farkın yüzde 25 olduğu yönünde.

Yapay zeka teknolojisine erişim eşitlendiğinde bile cinsiyet farkı devam etti. Kenya’da yapılan ve ChatGPT’ye erişimin eşitlendiği bir çalışmada, kadınlar hâlâ erkeklere kıyasla bu teknolojiyi benimseme konusunda yüzde 13,1 daha az istekliydi. Bu da, erişim dışındaki daha derin faktörlerin rol oynadığını gösteriyor.

Bu benimseme açığı, iş yerinde eşitlik açısından ciddi endişelere yol açıyor. Şirketler operasyonlarına giderek daha fazla yapay zeka entegre ettikçe, bu araçlardan uzak duran kadınlar, kariyer gelişimi için gerekli olan değerli becerileri edinme konusunda geride kalabilir. Bu da, ücret ve kariyer fırsatlarında süregelen cinsiyet eşitsizliğinin daha da büyümesine yol açabilir.

Koning, şirketlerin yalnızca eşit erişim sağlamakla yetinmemesi, tüm çalışanları bu araçları denemeye teşvik edecek özel çabalar göstermesi gerektiğini vurguluyor. “Herkesin kendini rahat hissedeceği şekilde zorunlu yapay zeka eğitimleri düzenlenmesini çok isterim,” diyor. Psikolojik güvenlik araştırmalarına atıfta bulunan Koning, şirketlerin yapay zeka kullanımının yalnızca normalleştirilmesini değil, aynı zamanda teşvik edilmesini sağlayacak bir kültür oluşturmasını öneriyor. “Üretken yapay zekayı kullanma konusunda şirketlerle konuştuğumuzda, farkların en az olduğu yerler, liderlerin ‘Herkesin bu araçları benimsemesini istiyoruz. Bazı şeyler işe yarayacak, bazıları yaramayacak ve bu sorun değil’ dediği yerler oluyor,” şeklinde konuşuyor.

Source: Hbs

Latest News