Caltech Otonom Sistemler ve Teknolojiler Merkezi’ndeki araştırmacılar, bilim kurguyu gerçeğe bir adım daha yaklaştıran gerçek bir ‘transformer’ robot geliştirdi. Havada Dönüşebilen Morfobot (ATMO), hava ve kara operasyonları arasında duraksamadan geçiş yapabilen hibrit hareketlilik robotlarında önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.
Robotun dahiyane tasarımı, uçuş için dört iticiyi kullanıyor; bu iticilerin etrafındaki koruyucu kaplamalar ise kara modunda tekerlek işlevi görüyor. Bu çift amaçlı yapı, merkezi bir eklemi hareket ettiren tek bir motorla kontrol ediliyor; böylece iticiler drone modunda yukarı, sürüş modunda ise aşağı konuma getiriliyor ve sistem son derece verimli hale geliyor.
Baş yazar ve Caltech’te havacılık yüksek lisans öğrencisi olan Ioannis Mandralis, ATMO’nun doğadan—özellikle de kuşların uçuş ile kara hareketi arasında vücut morfolojilerini nasıl değiştirdiklerinden—ilham aldığını belirtiyor. Ancak ATMO, kuşların karşılaştığından daha karmaşık mühendislik zorluklarıyla karşı karşıya kaldı; bunlar arasında dönüşüm sırasında kendi iticilerinin yarattığı türbülans ve karmaşık aerodinamik kuvvetlerin yönetimi de vardı.
ATMO’daki en büyük yenilik, robotun saniyeler sonrasındaki davranışını sürekli olarak öngören ve gerçek zamanlı ayarlamalar yapan model öngörülü kontrol algoritmasında yatıyor. Bu sofistike sistem, Caltech’in drone laboratuvarında yapılan kapsamlı testler ve dönüşüm sırasında oluşan hava akımlarını anlamak için gerçekleştirilen duman görselleştirme deneyleri sonucunda geliştirildi.
ATMO’nun pratik uygulama alanları oldukça geniş. Artan çevikliği ve dayanıklılığı, onu özellikle ticari teslimat sistemleri için değerli kılıyor; bu sayede zorlu arazilerde kesintisiz ilerleyebiliyor. Ayrıca, teknoloji arama-kurtarma operasyonları ve gezegen keşif görevleri gibi öngörülemeyen ortamlara uyumun kritik olduğu alanlarda da umut vadediyor.
Tasarım mühendisi Reza Nemovi ve Profesör Richard M. Murray’nin de aralarında bulunduğu araştırma ekibi, bulgularını Communications Engineering dergisinde yayımladı. ATMO gibi robotlar gelişmeye devam ettikçe, otonom makinelerin giderek karmaşıklaşan dünyamızda nasıl hareket edeceğini yeniden tanımlayabilirler.