Stanford Üniversitesi'nden çıkan umut vadeden bir girişim olan EraDrive, uzay uygulamaları için son teknoloji yapay zeka geliştirmek amacıyla NASA'dan 1 milyon dolarlık bir sözleşme alarak, genç şirket için rekabetçi uzay teknolojileri sektöründe önemli bir dönüm noktasına imza attı.
Bu yılın başlarında Palo Alto, Kaliforniya'da kurulan EraDrive, Space Rendezvous Laboratory (SLAB) direktörü Simone D'Amico, SLAB doktora sonrası araştırmacısı Justin Kruger ve SLAB mezunu ile aynı zamanda Boeing iştiraki olan şehir içi hava mobilite girişimi Wisk'in eski otonomi lideri Sumant Sharma tarafından hayata geçirildi.
Şirket, uyduların performansını ve otonomisini artırmayı hedefleyen kendi kendine hareket eden uzay aracı teknolojileri geliştirmeye odaklanıyor. D'Amico, "EraDrive, her bir uzay aracına, yakınlaşma ve yakın operasyonlardan yörüngede bakım, montaj ve üretime, uzay durumsal farkındalığı ile uzay trafiği izleme ve yönetimine kadar otonomi yetenekleri kazandırmayı hedefleyen kendi kendine hareket eden teknoloji geliştiriyor," diye açıkladı. "Temelde EraDrive, sadece her uzay aracının otonom uçmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onları çevrelerinin de farkında hale getiriyor."
NASA ile yapılan bu doğrudan sözleşme kapsamında EraDrive, NASA'nın Starling uydu sürüsündeki yıldız izleyicileri kullanarak uyduları ve yörüngedeki enkazı takip edecek yazılım ve hizmetler geliştirecek. Bu teknoloji, D'Amico'nun Stanford'daki çalışmalarına dayanıyor; kendisi burada havacılık ve uzay bilimleri doçenti ve SLAB'ın kurucu direktörü olarak görev yapıyor.
EraDrive'ın teknolojisi, çarpışma risklerini azaltma ve potansiyel tehdit oluşturan uzay araçlarının yörüngelerini ortaya çıkararak ulusal güvenliği artırma vaadi taşıyor. Otonom, görsel tabanlı navigasyon sayesinde uydular, konum, navigasyon ve zamanlama bilgisi için GPS veya yer istasyonlarına bağımlı olmaktan da kurtuluyor.
D'Amico'ya göre asıl vaat, EraDrive teknolojisinin yaygınlaşmasıyla uyduların "çevrelerinin farkında olmasını ve diğer uzay varlıklarına göre hareketlerini kontrol edebilmelerini sağlamak". Bu yetenek, uzayda bakım, uzay tabanlı güneş enerjisi üretimi ve hassas uzaktan algılama gibi alanlarda ilerlemeyi mümkün kılacak; 2030 yılına kadar yörüngede olması beklenen 30.000 ila 50.000 uydu için kritik bir gelişme.
Bu NASA sözleşmesi, üniversite tabanlı yapay zeka araştırmalarının ticarileştirilmesine önemli bir güven oyu niteliğinde olup, olgunlaşan pazara rağmen uzay uygulamalarına odaklanan yapay zeka girişimlerine yönelik yatırım ilgisinin güçlü şekilde devam ettiğini gösteriyor.